Home » AKVARYUM DÜNYASI » Japon Balıkları Hakkında

Japon Balıkları Hakkında

japon

     Japon balıkları, insanların akvaryum hobisine ilk başladıkları zaman besledikleri balıkların başında gelir. Daha doğrusu akvaryum hobisini başlatan balıktır. Herkes etrafında büyük olasılıkla görmüştür. Ellerinde bir fanus ve içinde bir kaç küçük japon balığından oluşan bir hediye. İşte her şeyin başlangıcı.  Küçücük bir fanus içinde filtresiz ve havasız bir başlangıç. Daha sonra bilgi edindikçe biraz daha büyük ama yetersiz bir akvaryumda yaşatmaya çalışırız. Çoğu zaman hastalıklarla uğraşırız ve sonunda kaçınılmaz son. Aslında sebebi bu balıkların uygun olmayan koşullarda yaşatılmaya çalışılmasıdır. Bu balıklara hem çok dayanıklı hem de çok narin diyebilirim.

     İnsanlara kolayca alışabilen bir balıktır. Küçük akvaryumlarda ısıtıcı konulmadan oda sıcaklığında beslenebilirler. Özellikle son yıllarda ülkemizde küçük fanus tipi akvaryumlarda bakılmaları yaygınlaşmıştır. Bu tür akvaryumlarda ısıtıcı ve hava verme imkanı yok ise balıkların küçük ve sayıca az olması gerekir.



Akvaryum İhtiyacı

     Her ne kadar fanuslarda havasız ve ısıtıcı olmadan beslene bilseler de bu balıklar için balık başına en az 10 lt suya ihtiyaç vardır. Hem temizlik hem beslenme ve gelişim hem de sağlık açısından bu Japon balıklarının en az 100 lt lik bir akvaryumda beslenmeye başlamasını öneririm. 100 lt akvaryumda en fazla 10 adet balık olmalıdır. Japon balıkları için akvaryumun taban alanının geniş olması çok daha uygundur. Bu tip akvaryumların görselliği biraz zayıf olsa da taban alanındaki genişlik balıkların daha rahat hareket etmelerini sağlar.

     Japon balıkları sık su değişimlerini severler. Özellikle 2-3 günde bir 1/5 oranında su değişimi onların daha hızlı ve sağlıklı büyümelerini sağlar. Akvaryuma eklenen suyun akvaryum sıcaklığına eşit olması gerekmektedir. Ani sıcaklık değişimlerinde çabuk hastalanabilirler. Eklenecek suyun içindeki klorundan arındırılmış olması için dinlendirilmesi gerekir.

     Japon balığı akvaryumlarında filtre çok önemli bir konudur. Japon balıkları sürekli beslenen ve buna paralel olarak dışkı üreten balıklardır. Ayrıca sürekli kumu karıştırdıkları için dipteki pislikleri de havalandırırlar. Bu nedenle akvaryumda bir iç filtre mekanik filtrasyon için bulunmalıdır. Buna ek olarak bir şelale filtre ya da bir dış filtre biyolojik filtrasyonu gerçekleştirmelidir.

     Japon balıkları her ne kadar soğuk su balıkları olsalar da akvaryumunuzda bir ısıtıcı bulunması iyi olur. Isıtıcı asıl görevi suyu ısıtmak değil su ısısını sabit tutmaktır. Bu nedenle akvaryum su sıcaklığı 22 derece (15 ile 24 derece arası) gibi düşük bir dereceye ayarlanıp su bu sıcaklıkta sabit tutulmalıdır. Özellikle yazın, iç ortam sıcaklığı ile birlikte akvaryum su sıcaklığı da artacağından mümkün olduğu kadar serin bir odada bakılmaları gerekir. Isıyı yaz kış mümkün olduğu kadar sabit tutmalısınız. Balıkların bağışıklık sistemi 10 derecenin altında çökmeye başlar. Isı hızla artarken parazitler ve diğer hastalıklar da daha aktif olur. Eğer evinizdeki ısı günden güne çok farklılık gösteriyorsa, akvaryumunuza ısıtıcı takmanız gerekmektedir.

     Kum, Japon balığı akvaryumlarında çok önemli bir elemandır. Japon balıkları sürekli olarak kumu karıştıran balıklardır. Seçilen kumun çok ince veya çok kalın olmamalı, balığın ağzına girebilecek büyüklükte olmalıdır. Keskin kenarlı kum yerine yuvarlak yapılı kumlar seçilmelidir. Çünkü japon balıkları bu kumu ağızlarına alıp geri bırakmayı severler. Keskin kenarlı kumlar balığın ağzının zedelenmesine neden olabilir.

     Normalde akvaryumların güneş görmemesi istenir. Fakat Japon balığı akvaryumlarında bu kural geçersizdir. Bunun sebebi Japon balıklarının güneşe ihtiyaç duymalarıdır. Doğal ortamlarında açık havada havuzlarda yada havuz benzeri göletlerde yaşayan Japon balıkları güneş ışığından faydalanan balıklardır. Özellikle yavru Japonlar güzel renklere bürünebilmek için güneş ışığına ihtiyaç duyarlar.

    Akvaryumun günde 1-2 saat güneş görmesi iyi olacaktır. Bunun bir faydası da kum ve çakıllar üzerinde oluşan yosunlardır. Japon balıkları bu kumları ağızlarına alarak üzerlerindeki yosunu yerler ve kumu geri bırakırlar. Bu yosunların besin değerleri yüksektir. Özellikle balıkların renkleri için gerekli maddeleri içerirler. Ayrıca balıkların bağışıklık sistemini kuvvetlendirirler. Bu nedenle japon balıkları akvaryumlarında yosunlanma önleyici akvaryum ilaçlarının kullanılmaması gerekir. Yosunlanma, akvaryumda güzel bir görünüm oluşturmasa da japon balıklarının sevdiği ortamlardır. Bu tip bir görüntü kirliği istenmiyorsa balıkların beslenmesinde bu konuya dikkat edilmelidir.

      Hobiciler arasında Japon akvaryumlarında bitkilerin olmayacağı yönünde yanlış bir düşünce vardır. Tetra akvaryumu kadar çok bitkilendirilmez. Çünkü Japon balıkları kumla iç içe olmayı severler. Japon akvaryumu için seçilecek bitkiler iyi kök salan veya kalın yapraklı bitkiler olmalıdır. Özellikle echinodorus ve cryptocoryne türü bitkiler japon akvaryumları için çok uygundur. Ayrıca elodea gibi hızlı büyüyen bitkilerde kullanılabilir. Ama elodeaların diğer bitkilere göre daha fazla yıpratılacağı bir gerçektir.

    Bitkiler kum içine dikildikten sonra balıkların kumu karıştırmasının engellenmesi için bitki köklerinin iri çakıl taşlarıyla korunması gerekir. Bu sayede balıkların kumu karıştırmaları sonucunda bitki köklerinin dışarı çıkması engellenmiş olur. Anubias crytocoryn gibi dibe sağlam kök salarak tutunan bitkilere zarar vermezler ama bitkilerin dibe tutunmaları zaman alacağından ilk dikimlerde yine sökmeleri mümkün.  Bunu engellemek için bitkileri mangrow köklerine uygun şekilde sardırıp, köklerin buradan tabana yayılması sağlanabilir.

     Akvaryum dekorasyonunda testi gibi balıkların içine girip sıkışabilecekleri malzemeler kullanılmamalıdır. Bu gibi malzemeler, içine giren Japon balıklarının çıkmasını zorlaştıracak, çıkarken kuyruk ve yüzgeç tüllerinin zedelenmesine hatta bunların içinde ölmelerine bile sebep olabilecektir. Mantıklı olan kenarları sivri, keskin olmayan ve içinde oyuklar barındırmayan kayalar, çakıl taşları ve mangrow köklerinin kullanılmasıdır.

Balık Seçimi

     Akvaryumunuzda beslemeyi düşündüğünüz Japon balığı için önereceğim ilk konu satın aldığınız balığın sıhhatli olmasıdır. Çok durgun ve sakin görünen balıklar hasta olabilir. Sağlıklı Japon balığı yem yerken yüzeye çıkmasının dışında çoğunlukla akvaryum dibinde dolaşan ve sürekli kum karıştıran hareketli balıktır. Kuyrukları düzgün ve sağlam olmalıdır. Tül gibi olan kuyruklarında ve yüzgeçlerinde yırtıklar olmamalı, renkleri canlı olmalıdır. Üzerindeki pullar tam olmalı, düşmüş pullar bulunmamalıdır. Çünkü kopuk olan pul yerlerinden kolayca hastalık kapabilirler. Balığın ağzı beyazımsı olmalı ve balık canlı şekilde yüze bilmeli fakat yüzerken telaşlı ve etrafa çarpar şekilde davranmamalıdır.

Beslenmesi

     Japon balıkları diğer akvaryum balıklarına oranla iri balıklar olduğu için, çok ince toz haline getirilmiş yemler ile beslenmeleri doğru değildir. Yemler balıkların yutabilecekleri irilikte olmalıdır. Haftada bir kez canlı yem verilmesi yararlı olur.

       Japon balıklarının yemlenmesinde Japon balıkları için özel olarak üretilmiş yemlerin kullanılması önemlidir. Japon balıkları diğer balıklara göre daha farklı bir beslenme şekline sahiplerdir. Özellikle aşırı yemlemeden kaçınılmalıdır. Günde 1-2 defa yemleme yeterlidir. Çoğumuz çalışan insanlar olduğumuzdan en ideal olan sabah ve akşam besleme yapılmasıdır. Tane hesabı yapmak her balık için doğru bir orantı değildir. Balıkların 3 – 5 dakika içerisinde tüketeceği kadar yemleme yapmanız yeterlidir. Su sıcaklığı düştükçe balıkların yeme olan ihtiyacı azalır. Bu dönemlerde yem miktarı azaltılmalıdır. Bu balıkları hiç doymayan balıklardır. Ne kadar yem verirseniz yemeye çalışırlar. En fazla ölüm sebepleri fazla beslenmedir.

     Japon balıklarında beslenme şekilleri çok çeşitli olabilir. Çeşitli olmasında da fayda vardır. Hayvanlar da insanlar gibi tek düze beslendikleri zaman vücutları olumsuz tepki gösterecektir. Bu nedenle sadece hazır yemlerden kullanmak doğru değildir.  Aldığımız hazır yemlerin çok çeşitli olmasına özen göstermeliyiz. Bu yemler, bitkisel maddeler içeren pul yemler ve hayvansal gıdalarla yapılan yemler olmalıdır.  Farklı yem çeşitlerini aynı kavanoz içerisinde karıştırmamamız gerekir. İçerikleri farklı olan yemlerin nemlenme ve dayanma süreleri farklı olacağından birbirini olumsuz şekilde etkileyebilirler. Yemlerin haricinde ay içerisinde düzenli olarak kendi hazırladığımız sebzelerle de beslemeliyiz.

     Evinizde kolaylıkla hazırlayabileceğiniz kolay bir tarif verebilirim. Ben böyle hazırlıyorum diye kesin bir kural yok, sizlerde daha farlı malzemeler kullanarak değişik yemler hazırlayabilirsiniz.

Ispanak:

     Özellikler kış aylarında rahatça bulabileceğiniz ıspanağı (yurdumuzda artık dört mevsim bulunabiliyor) bir tencereye koyarak yumuşayıncaya kadar kaynatın. Sap kısımlarını ve yaprak üzerindeki damar kısımlarını temizleyin. Bu kısımlar balıklar için pişse bile sert olacağından yenemeyecek ve akvaryum içinde kalarak kirlenmesine neden olacaktır. Yaprak kısımları ince ince doğrayın.

Bezelye:

     Konserve ya da taze bezelyeyi iyice haşlayın ve dış kabuklarını soyun. Haşlarken bezelyelerin çok ezilmiş olmamasına dikkat edin.

Kabak:

     Kabakların orta kısmındaki çekirdekli yerleri temizleyin. Bıçak yardımı il kabuklarını ince bir şekilde sıyırın. Çok fazla yumuşayarak dağılmasına izin vermeden tencerede haşlayın. Küçük küp benzeri şekillerde doğrayın.

Havuç;

     Kabukları soyulmuş havucu bir tencerede kaynatın. İyice yumuşadıktan sonra küp şeklinde doğrayın.

Kırmızı Biber (Salçalık etli olanından);

Biberi bir tencerede yumuşayıncaya kadar kaynatın. Daha sonra ortasındaki çekirdekli kısmı ve üzerinde bulunan ince zar şeklindeki kabuğu çıkartın. İnce ince doğrayın.

     Yukarıda bahsettiğim tüm bu sebzeleri ayrı ayrı verebileceğiniz gibi karıştırarak da verebilirsiniz. Bunların dışında sizin de aklınıza gelebilecek başka sebzelerde olabilir. Elinizin altında her an bulunması açısından ben karıştırmayı tercih ediyorum. Bir veya bir kaçını marketlerden aldığım dondurulmuş karidesin beyaz etli kısımları ile karıştırıyorum. İçine spiriluna tablet (mama miktarına göre 2,3 taneden 8,10 taneye kadar olabilir) ekliyorum. Bir de bağırsak parazitlerine karşı bu karışımın içine sarımsak suyu ya da iyice parçalanmış sarımsak eklemek de faydalıdır.

    Ayrıca yağsız balıketi de karıştırabilirsiniz. Çırpıcıdan geçiriyorum. Çok fazla uzun süre çırpıcı da tutmanıza gerek yok. Birbirine karıştırsın yeter. Daha sonra balık sayısına göre bir kerede yiyebilecekleri büyüklükte küçük parçalara ayırıp derin dondurucuya atıyorum. Besleme yapacağım zaman derin dondurucudan çıkartarak elimde bir dakika kadar bekletip ısıtıyorum ve akvaryuma atıyorum.

     Gözlemlediğim kadarıyla yukarıda bahsettiğim karışımı balıklar severek tüketiyorlar. Sebzeler hayvanlarınız için çok her zaman çok faydalıdır. Ayrıca balıkların kabız olmalarını da önleyecektir. Bu hazırladığım yemleri gün aşırı olarak dışarıdan aldığım hazır yemler ile dönüşümlü olarak veriyorum.

    Balıklarınıza dışarıdan alacağınız canlı yemlerden de verebilirsiniz ama ben tavsiye etmiyorum. Birincisi aşırı canlı yem sağlıkları için uygun değil, ara sıra ayda bir iki olabilir. İkincisi bu canlı yemlerden çeşitli hastalıkların balıklarınıza geçmesi mümkün. Bu nedenlerle ben hiç kullanmadım, hiçbir sorunda yaşamadım.

     Japon balıklarının fazla proteinden yararlanamaması da ayrı bir durumdur. Fazla protein vücutta yağa dönüşerek balıkta yağlanmaya neden olur. Her ne kadar dışarıdan bakıldığında balık büyüyor gibi görünse de aslında balık gün geçtikçe yağ deposuna dönüşüyor ve ölüme yaklaşıyor demektir.

     Balıkların 15 günde bir gün boyunca aç bırakılması da sindirim sistemleri açısından faydalı olacaktır. Unutmayın balıklar en çok açlıktan değil fazla yemlemeden ölür.

Çevre Şartları:

     Japon balıkları Japon balıklarıyla birlikte yaşar. Bir çok akvaryum sever çok yanlış olarak Japon balıkları ile neon tetraları ya da benzer başka balıkları aynı akvaryumda beslerler. Bu hem su değerleri açısından yanlıştır hem de Japon balıkları neonları rahatlıkla yutacak boyutlara ulaşabilirler. Japon balıklarını diğer bir Japon balığı türü olan havuz Japonu ile birlikte beslemek de yanlıştır. Bu balıklar çok hızlı hareket eden ve çok geniş yer isteyen balıklardır. Japon balıkları japon balıklarından başka balıklarla yaşamamalıdırlar. Vatozlar bile Japon balıkları için bir tehlike oluşturur. Kılıç, moly, tetra, melek vb. balıklar Japonlar için tehlikelidir. Siz farkına varmadan kuyruklarından başlayarak balıklarınıza zarar verirler. Sonucunda ölmesine neden olurlar. Bu nedenle sağlıklı ve mutlu Japonlar beslemek istiyorsanız sadece Japon besleyin.

     Daha önce de değindiğim gibi su sıcaklığını 22 derecede sabitleyin. Kışın bu kolay olabilir fakat yazın özellikle eviniz çok ısı alan sıcak bir ev ise bu zor olacaktır. Bu nedenle akvaryumun yerini yaz kış değiştirme gereği duyabilirsiniz.

    Japon balıkları sık su değişimi isteyen balıklardır. 2-3 günde bir dinlendirilmiş su ile 1/5 oranında değişim yapın. Değiştireceğiniz suyu akvaryumdan bir sifon yardımı ile kumları karıştırarak dipten çekin. Filtreleri sık sık temizleyin. Özellikle yem ve dışkı artıklarını çeken iç filtre varsa 2-3 günde bir süngerini iyice yıkayarak temizleyin.

Hastalıkları:

Kabızlık:

    Beslenme bozukluklarından ortaya çıkan bir sorundur. Tam olarak hastalık denemez ama tedavi edilmez ise balığın ölümüne neden olabilir. Kabızlık belirtisi balığın karnının aşırı şiş olmasından ve ters yüzmesinden anlaşılabilir. Balığınızın kabız olmaması için en güzeli karışım olarak hazırladığınız kendi yemlerinizden vermek ya da bu yemleri karıştırmadan sadece sebze olanlar ile ara sıra beslemektir. Yine de kabızlığa yakalanmış ise diğer yemleri keserek sadece ıspanak ya da bezelye ile besleyin. Dışkı yaptığını gördüğünüz zaman olay çözülmüştür. İleri aşamalarda biraz daha tecrübe isteyen bir işlem olan hint yağı ile anüsten lavman yapılabilir.

Şişmanlık:

     Balıklarda fazla ve yanlış beslenme sonucu görülür. Görünüşte zararlı değildir ama üretim yapmak istiyorsanız, balıkların şişmanlıktan yumurtalıklarının yağlanması ve bunun sonucu yavru üretiminin durması sorun yaratabilir. Daha çok protein ağırlıklı beslenen balıklarda karşılaşılır.

Bağırsak iltihabı:

    Yemde aşırı tuz bulunması, sürekli kuru yem ile beslenmesi ve tek tip canlı yemin sürekli verilmesi gibi nedenlerle bu hastalık oluşabilir. İltihaplı ve kanlı dışkı ile belirtilerini gösterir. Bu gibi durumlarda balığa verilen yem hemen kesilmeli ve mümkünse balık başka bir akvaryuma alınmalıdır. Hastalık belirtileri kayboluncaya kadar çok az ve değişik yemlerle beslenmelidir.

     Buraya kadar anlattığım hastalıklar tamamen beslenme bozukluklarından dolayı ortaya çıkan hastalıklardır. Genelde beslenme belirli bir düzene ve çeşitliliğe sokulduğu zaman düzelirler. Buradan sonra bahsedeceğim hastalıklar ise daha çok parazit, mantar ve bakterilerin yol açtığı hastalıklardır. Bu hastalıklar akvaryumumuza dışardan gelen hastalıklardır. Akvaryuma eklenen bitkiler, yeni alınan bir balıklar ve canlı yemler ile akvaryuma girerler ve bazen tüm balıklarımızı kaybetmemize sebep olabilirler. Bu tip hastalıklarla karşılaşmamak için;

  1. Yeni ekilecek bitkiler bir litrelik su kabı içinde dezenfektan eklenerek 1-2 saat bekletilmeli ve ondan sonra akvaryuma dikilmelidir.
  2. Yeni alınan balıklar karantina akvaryumunda bir hafta kadar izlenmeli ve suları ana tank suyu ile dönüşümlü olarak az miktarda karıştırılarak değiştirilmelidir.
  3. Bilinmeyen, markasız ve steril olmayan yemler kullanılmamalıdır.
  4. Canlı yemler kaynağı bilinmiyor ise kullanılmamalıdır.
  5. Balıkların beslenmesine ve akvaryum suyu kalitesine dikkat edilmelidir.

      Bütün bunlara dikkat etmemize rağmen yine de akvaryumlarımıza şanssızlık sonucu bu zararlılar girebilir. O zaman hastalığı zamanında teşhis etmeli ve hemen tedaviye başlamalıyız.

Mantar Hastalığı:

    Mantar, sağlığı bozulmuş, yaralı balıklarda kolaylıkla ortaya çıkabilen bir hastalıktır. Sağlıklı balıklara zararı dokunmaz. Bir salgın tehlikesi yoktur. Kötü beslenme, bakımsızlık, yaralanma, ani ısı ve su değişimi sonucu direnci kırılan balıklar tehlike altındadır. Yaralarda ve deride bozulma, pamuksu görüntü almış deri parçaları, iştah kaybı, saklanma şeklinde belirtiler gösterir. Balığın mantarlı bölgesine akvaryumcularda bulunabilecek mantar ilaçlarından sürülebilir. Bu işlem için balık karantina akvaryumuna alınmalı ve su sıcaklığı 30 dereceye kadar yükseltilmeli ve düzenli bir havalandırma yapılmalıdır. Bir hafta kadar ilaçları açıklamalarına göre kullanmalıdır.

Beyaz Benek:

     Deri ve yüzgeç üzerinde oluşan beyaz küçük noktacıklardır. Her noktanın içerisinde bir parazit bulunur. Belirli bir gelişimin sonunda parazit üreme amacıyla balıktan ayrılır ve akvaryumun dibine çöker. 24 saat içinde parçaya ayrılarak çoğalır ve diğer balıklara bulaşır. Hemen önlem alınmadığı takdirde akvaryumda salgın başlayacaktır. Parazit hiçbir zaman balığın üzerinde yok edilemez. Akvaryumculardan temin edeceğiniz beyaz benek ilaçları kullanılmalıdır. Bir diğer yöntem ise metilen mavisi kullanmaktır. Balıkları kumsuz ve bitkisiz başka bir akvaryuma alarak metilen mavisi su miktarına göre belirli oranlarda kullanılmalıdır. Akvaryum suyu kullanım sırasında mavi renge dönüştürecektir. Su çok iyi havalandırmalı ve haftada bir 1/2 oranında değiştirmelidir. Hastalık takip edilerek parazit görülmeyene kadar bu işleme devam edilmelidir.

Kara Benek:

     Balığın vücudundaki kist halinde koyu renkli beneklerdir. Kist şeklinde görülen bu lekelerin altında yuvalanmış parazitler bulunur. İlk iş eğer akvaryumda  sümüklü böcek varsa temizlemektir. Çünkü parazit ara hayvan olarak sümüklü böcekleri kullanır. Akvaryumcularda bulabileceğiniz Nitrofurazon ihtiva eden ilaçlar kullanmalıdır. Tedavi banyo şeklinde yapılmalıdır.

Balık Sülüğü:

    Balık üzerinde yaşayan bir parazittir. Paraziti taşıyan balık, ondan kurtulmak için anormal hareketler yaparak kum, taş ve otlara sürtünür. Bu belirtileri gösteren balıklar, %3 oranında eritilmiş tuzlu suyla banyo yapılmalıdır. Su sıcaklığı akvaryum suyu sıcaklığı ile aynı olmalıdır. Bu banyo sülüklerin düşmelerini sağlar. Düşmeyenler olursa bir cımbızla alınabilir.

Balık Yengeci:

     Balık, devamlı huzursuz bir hareketlik içindedir. Gözle rahatça görülebilen parazit, başındaki iki koluyla balığa tutunur ve kanını emerek beslenir. Bu belirtileri gösteren balıklar, %3 oranında eritilmiş tuzlu suyla banyo yapılmalıdır. Su sıcaklığı akvaryum suyu sıcaklığı ile aynı olmalıdır. Düşmeyen parazitler bir cımbız yardımıyla balığın gövdesinden alınır. Bu işlem sırasında balığı fazla zedelememeye dikkat edilmelidir. Yengecin ayrıldığı yerde balık üzerinde küçük bir kızarıklık kalır. Bu kızarıklık zamanla geçer.

Patlak Göz:

      Balık da gözün birisi ya da her iki birden yuvasına sığmayacakmış kadar şişerek patlar ve ileri aşamalarda kör olur. Çok nadir de olsa her iki gözünü de kaybeden balık bu şekilde yaşayabilmektedir.  Nitrofurazon ihtiva eden bir ilaçla balık karantina akvaryumunda ilaçlanmalı ve şişlik kontrol altına alınıncaya kadar tedaviye devam edilmelidir. Şişen gözler genellikle eski haline gelmez fakat şişmesi veya patlaması engellenmiş olur.

Pamukçuk:

     Balığın baş kısmında özellikle de ağız çevresinde oluşan beyaz mantar tabakası ile kendisini belli eder. Bu hastalık tedavisinde balık karantina akvaryumuna alınır. Ana akvaryum dezenfekte edilir. Balık 10 lt ye 100 mg Terramycin’le tedavi edilir. 2 gün içinde hastalık belirtileri kaybolur. Garantilemek için, hastalık kaybolduktan sonra bir gün daha işleme devam edilmelidir.

Kuyruk Erimesi:

     Tülsü kuyrukları olan ve çok renkli balıklarda sıkça rastlanan bir hastalıktır. Kuyruk ve yüzgeçlerde kırmızı beneklerle başlar ve uç kısımlarından erimeye başlar, gövdeye doğru yayılır. Erime gövdeye geçince ölüm kaçınılmaz olur. 10 lt suya 250 gr eritilmiş kaya tuzu ile balık banyo yaptırılmalıdır. Eğer akvaryumda tüm balıklarda görülmeye başlamış ise akvaryuma kaya tuzu eklenir. İkinci bir tedavi yöntemi ise akvaryuma 10 lt ye 750 mg. terramycin gelecek şekilde ilaçlamaktır. Kısa sürede hastalı tedavi edilir.

Pul dökülmesi:

       Oksijen yetersizliğinde olduğu gibi balık su yüzeyinde yakın yüzer, hareketleri ağırdır ve pullarının bir kısmı dökülmüştür. İlerleyen safhalarda pullar tamamen dökülür. Hasta balık karantina akvaryumuna ayrılır ve ana akvaryumun suyu tamamen değiştirilip dezenfekte edilir. Tamamen iyileştirme garantisi olmasa da, Chloromycetin tedavisi 10 lt ye 600 mg gelecek şekilde uygulanır.

Balık Veremi:

      Fazla hareketli olmayan balık, refleksleri zayıf, iştahsız ve zayıflamıştır. İnsanlarda görülen gerçek verem mikrobunun yarattığı bir hastalıktır. 100 lt suya 2 gr. Streptomcin veya Para Amine Salisilic acid ile su ilaçlanır. Tek bir balıkta belirti varsa karantina akvaryumunda bu işlem yapılmalıdır.

Hidrokoride ve Libellula:

      Cilt üzerinde oluşan sarı lekeler ile kendini gösterir. Daha çok solungaçlara yakın yerlerde gelişir. Balığa vantuzlarıyla yapışarak süratle çoğalır. Tedavide geç kalınırsa özellikle yavru balıklarda çok ölümcüldür. %5 lik Metilen mavisi ile 10 lt suya 5 damla karıştırılmalıdır. Bir haftalık tedaviden sonra akvaryumun suyu tamamen değiştirilir. Değiştirme sırasında su sıcaklığının aynı olmasına dikkat edilmelidir. Bütün bitkiler dezenfekte edilir ve aynı işlem bir hafta sonra bir kez daha yapılır. Tedavinin başka bir yöntemi ise parazitlerin toplanmasıdır. Bu yöntemde akvaryumun tamamen karartılır. Sadece bir yerden küçük bir açıklık bırakılır ve buraya konulacak cam parçası üzerine parazitlerin ışık almak için toplanması sağlanır. Daha sonra cam sudan çıkarılarak parazitlerden kurtulmak mümkün olabilir.

Cinsiyet Ayrımı:

     Her ne kadar erkek dişi ayrımı bu balıklarda zor olsa da deneyimli kişiler tarafından basitçe yapılabilmektedir. Cinsiyet ayrımında birkaç nokta önemlidir. Bu noktaları 5-6 cm den küçük balıklarda uygulamak doğru olmaz. Tüm bu noktaların kontrollerine rağmen yine de yanlış cinsiyet belirlemek mümkündür.

Karın kontrolü;

    Balık ıslak havlu üzerine yatırılır. Anüse yakın karın boşluğuna hafifçe bastırılır. Eğer parmak yumuşak şekilde içeri batıyorsa dişidir. Bu boşluk yumurta boşluğudur. Erkekte ise balık boyunca uzanan sert kıkırdağımsı bir karın vardır.

Anüs kontrolü;

    Bu kontrol biraz tecrübe gerektirmektedir. Göz alışkanlığı kazanıldıkça en kolay yöntemlerden biridir. Erkek balığın anüsü ufak ve anüs yüzgecine nerdeyse bitişiktir. Çiftleşme anında çıkan spermleri bu yüzgeç vasıtası ile yayar. Dişi balıkta ise anüs büyük ve anüs yüzgecine uzaktır. Aşırı yapışkan olan japon balığı yumurtasının dişinin anüs yüzgecine yapışması bu sayede engellenmiş olur.

Solungaç kapakları kontrolü;

     Bu kontrol sadece üreme zamanında uygulanır. Erkek balığın solungaç kapakları üzerinde toplu iğne başı kadar beyaz benekçikler oluşur. Bu erkek balığın üremeye hazır olduğunu gösterir. Devamlı dişi balıkların karnına kafasıyla vurmaya başlar ve dişi balıkları tahrik edip üremeye teşvik eder.

Üretim:

     Üreme ile ilgili birçok defalar denemelerim olduysa da başarılı olamadığımı söylemek isterim. Gerçekten ne zaman bu iş şimdi olacak desem de bir türlü sonuç alamadım. Bu nedenle yazacaklarım benim denemelerim de yapmış olduğum üretim değerleri. Tabi ki bu değerleri de araştırarak, okuyarak ve inceleyerek buldum ama olmadı işte. Üretimi ile ilgili bilgileri de farklı yerlerden topladığım farklı bilgileri harmanlayarak oluşturdum ve yazıya döktüm. Bu nedenle aşağıda yazacağım bilgiler deneyimlerim sonucu elde ettiğim başarılı yöntemlerdir diyemeyeceğim. Farklı kişilerin farklı deneyimlerinden oluşan alıntıdır.

     Japon balıkları her türlü su değerine uyum göstermektedir. Yine de ph ve ısısı yüksek sularda yaşam şansları zordur. Ph 7, sıcaklık 20-22 derece üreme için uygun değerlerdir. Doğada üreme Mart/Nisan aylarında, akvaryumda üreme ise su şartları sağlandığında her zaman mümkündür.

      Üretime alınacak balıklar 2 dişiye 3 erkek balık olarak hesaplanır. Çok sayıda üretim yapılacak ise erkek dişi sayısı eşit olmalıdır. Erkek ve dişiyi ayırıp ayrı yerlerde kuvvetli besiye çekmek gerekmektedir. Özellikle öğün sayısını 3’e çıkarıp ve en az bir öğünü canlı yem ile beslenmelidir. Burada dikkat edilmesi gereken tek husus balıkları aşırı besleyip çatlatılmamasıdır. Japon balıklarında canlı yem üremeyi tetikleyici en önemli etkendir. Canlı yem yiyen Japon balıklarında renklerdeki canlılık ve parlaklık dikkat çekicidir. Üreme zamanında dişinin karnı gözle belli olacak şekilde şişer ve erkek balığın anüs yüzgeci üzerindeki beyaz benekçikler belirginleşir. Dişi yumurta yaklaştıkça bir sıvı salgılar ve erkek balık devamlı dişiyi kovalamaya başlar. Yumurtlama zamanı iyice yaklaştığında erkeğin daha da sertleştiği görülür.

     Dişi ve erkek balığın tespitinden sonra üretim için 2 yol izlenebilir.

  1. Doğal üretim.

     3 erkek 2 dişi damızlık balık için en az 1,5-2 m²’lik bir havuz yüzeyi gerekir.(ben bunu hiçbir zaman sağlayamadım) Derinliği 1-1,2mt. Olması uygundur. Erkek dişi olarak ayrılan damızlıklar havuza konmadan 15 gün boyunca canlı yem ile beslenir. Bu besi sayesinde balıklar iyice kondisyon kazanmış olurlar. Bu arada havuzun suyu 20-22ºC’de olmasına özen gösterilir. Balıklar havuza bırakıldıktan birkaç gün sonra yumurtladıkları görülür. Yumurtladıktan hemen sonra anaçlar havuzdan alınmalıdır. Aksi takdirde yumurtlama işini tamamlamış anaçlar tarafından yumurtalar yenmektedir.

  1. Yapay üretim.

     Akvaryum ortamında kullanılan yöntem yapay üretim yöntemidir. Yapay üretimde en önemli konu damızlıkların yumurta olgunluğuna ulaşmış olmasıdır. Erkek balık nerdeyse her mevsim hazırdır. İyi kondisyon kazandırılmış dişide karnına hafif bastırıldığında yumurtaların kolayca çıktığı görülür. Yumurtalar hafif sarımtırak ve oval’dir. Olgunlaşmamış yumurtalar ise köşeli gibidir. Sağılacak balıklar belirlendikten sonra sağım yapılacak kap belirlenmelidir. Ufak bir kap olmasında fayda vardır. Takribi 4-5 lt’lik bir kap olmalıdır. Kap içinde balığın şekli baş kısmı suyun dışında anüs kısmı su içinde olmalıdır.

    İlk olarak erkek balık kabın içinde gezdirilirken bir taraftan da karnı sıvazlanarak sperm sağınımı yapılır. Sperm tüm kaba yayılmış olur. Sağım işlemi karnından anüse doğru hafif bastırılarak olur. Vakit kaybetmeden dişi balık alınır ve aynı şekilde sağılır. 4-5 saat sonra kabın içindeki su boşaltılıp yerine temiz su doldurulur. Bunun esas nedeni sudaki kalan spermler ve pul parçaları suyu bozarak yumurtaların bozulmalarına neden olmasını önlemektir. Yumurtalar çok yapışkan oldukları için ilk düştükleri yere yapışıp kalırlar. Yumurtaları yapıştıkları yerden çıkarmak oldukça zor ve zararlıdır.

     Sağım işleminde en dikkat edilmesi gereken yerler vardır.

  1. Balığın sağarken fazla sıkılması sonucu balıkta zedelenme ve iç organların patlaması.
  2. Sıvazlama esnasında kalkan pullardan bakteri ve parazit kapma.
  3. Sağım kabı ile tutma kabı arasında gidip gelmekten balıkta şok.
  4. Yorgun düşmüş balıkların sağlıklı balıkların yanına koyulup hırpalanarak ölmesi.

     Yukarıdaki sebepleri daha da çoğaltabiliriz. Balık sağma işinde aşırı dikkat etmemiz gerekmektedir. Sağım işleminden sonra parazitlere karşı ilaçlı bir tedavi akvaryumunda balıklar eski güçlerini kazanana kadar bakılıp daha sonra ana akvaryuma konmalıdır.

        Sağım kabı temiz su ile doldurulduktan sonra geniş bir akvaryuma konulur. Akvaryum su yüksekliği 10-15 cm arasında tutulur. Yumurtaların bozulmaması için suya metilen mavisi ve kuvvetli bir hava taşı konulur. Böylece yumurtaların mantarlaşması engellenmiş olacaktır.

     Larvalar 3-4 gün içinde çıkarlar. Akvaryum camına ya da sağım kabına tutunurlar. Kuyruk sallamalarını görebilirsiniz. Larvalar 3-5 gün içinde yüzmeye başlayacaklardır. Bu süre zarfında karın altındaki yumurta sarısını yiyerek yaşayacaklardır. Larvalar karın altı yumurta sarısını tükettikten sonra kaynatılmış yumurta sarısı bir kapta biraz su ile ezilir. Tülbent yardımı ile süzülerek larvalara verilir. Yumurta sarısı ile beslenme 7 günü geçmemelidir. 7 gün sonunda artemia ve yavru su piresi verildikten sonra toz yeme geçilebilir.

    Yavrular irileştikçe ağız çapına göre yemleme yapılmalıdır. Yavrularınızı belirli periyotlarla boylayarak ve aynı boydakileri ayırarak beslerseniz yavru kaybını en aza indirmiş olursunuz. Çünkü Japon yavruları büyürken çok farklı boylarda gelişeceklerdir. Su değişimi ani şekilde yapılmamalıdır. Su ilaveleri yavaş yavaş yapılmalıdır. Çok acil ve kötü durumlar dışında %50 su değişimi yapılmamalıdır.

Türleri:

Ryunkin

     Ryunkin cinsi Japonlar farklı kuyruk uzunluklarında olabilir. Baş sivridir ve sivri bir burun ile biter. Sırt yüzgeci vardır ve sırtında belirgin bir kamburu bulunur.

Ranchu

      Ranchu cinsi Japonlar, belirgin eğri bir omurga ile büyük bir kafaya ve kısa yuvarlak bir gövdeye sahiptirler. Sırt yüzgeçleri bulunmaz ve kuyrukları kısa ve aşağı gösterecek şekildedir.Kafası büyüktür ve yumrular oluşabilir.

Veiltail

     Veil Tail cinsi Japonların kuyruğu uzun ve tül şeklindedir. Yuvarlak bir gövdeye sahiptir.

Oranda

     Oranda cinsi Japonların kuyruğu uzun ve tül şeklindedir. Başlarının üst kısmından başlayarak ağzına doğru kafalarında kabarıklık bulunur. aşları büyüdükçe bu kabarıklık da büyür.

Pearlscale

     Pearlscale cinsi japonların gövdeleri kısa ve yuvarlaktır. Sırt yüzgeçleri bulunur. Bazı türlerinde baş üzerinde kabarıklık görülür.

Moor

     Moor cinsi Japonlarda teleskopa benzeyen çıkık gözler vardır. Bu nedenle teleskop balığı olarak da adlandırılırlar. Derileri kadifemsi bir görünümdedir ve siyahtır.

Bubble-eye

     Torba göz olarak da adlandırılırlar. Sırt yüzgeçleri yoktur. Gözlerinin altında bulunan büyük bir kabarcık vardır. Bu torba sebebiyle görmeleri iyi değildir. Bu nedenle beslenmeleri sırasında dikkat edilmelidir. Akvaryumda bulunan herhangi bir nesne bu balıkların göz torbalarına zarar verebilir.

Comet

     Vücut şekli doğada yaşayan vahşi Japon balıklarının gövdesine benzer ancak uzun çatallı bir kuyruk yüzgeci vardır. Metalik sarı, metalik kırmızı ve turuncu renklerde olabilirler.

Shubunkin

     Uzun renkli bir gövdesi vardır. Genellikle yüzgeçleri de uzundur.

yorumyap

EvdeUstaVarLogo

  
        
          
Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.