Home » ZİYARETÇİ DENEYİMLERİ » Yusuf DALTABAN – Japon Deneyimim

Yusuf DALTABAN – Japon Deneyimim

          Yusuf Beye deneyimlerini bizlerle paylaştığı için teşekkür ederiz.

EvdeUstaVarLogo

         Japon balıklarını uzun süreli besleyenler için,  herkesin bir takım anıları ve araştırmaları vardır muhakkak. Ben şunu yaptım bunu yaptım demek ukalalık olur. Herkes kadar bilgi sahibi olmayabilirim, ya da bilerek veya bilmeyerek daha iyi şeylerde yapmış olabilirim. Mesela bir anımı anlatayım size. Benim balık merakımı ve sevdiğimi bildikleri için 1 yaşında ama stresten kör olmuş kapkara bir japon balığı getirdiler. Bakamıyorlarmış. 15 gündür yemek yemiyormuş. Onu aldım akvaryuma koydum. Diğer japonlarla beraber olunca sanki rahatladı gibi.Sonra onun yemek yemesi için su üstünde yüzen ve dibe batan yemlerden vererek her halukarda yemlerini bulmasını sağladım. Çok az başlayıp normal iştahına getirene kadar 15 gün uğraştım. Çok yemden pislenen akvaryumu sık sık temizlemek inanın hiç bana zor gelmedi.

    Bir balığı yaşatmak çok güzeldi. O balık 3 sene sonra 1 ay içinde kırmızı japon balıkları ile aynı rengi aldı. İnanın burnunda kalan son hitler bıyığı şeklinde nokta karalık kalmasa, ilk anda şuydu demek zor oluyordu. Ama ben onun renk değiştirmesini şuna bağlıyorum bilmem doğrumu. Japonlar karbonhidratlı yiyeceklerle beslenmesi gerekirken, ben araştırma olsun deneme yapma isteğimle son 1,5 ay sırf proteinle besledim. Çokta iştahla yediler. Menülerinde küçük küçük doğranmış karidesler ,mezgit havyarları.haşlanmış balık etleri, yine haşlanmış ciğer, çiğden tuzu alınmış midye içi, ince doğranmış salam sosis jambon solucan ve ince kurt verdim.

     Yağlanmayı ve hareket azlığı olabilir düşüncesi bana kuşku yarattıysa da bayağı hareketli ve çeviktiler. Birde sık sık suyu temizledim. Hani derler ya az su değiştirin bakteriler gitmesin falan diye.Hiç kayıp vermedim. 15 tane japon ile 4 sene 70 cm lik bir akvaryumda semirdiler. Ancak eskisi kadar vaktim olmadığı için daha sonraları kalitelide olsa hazır avrupa japon yemleri verdim. Maalesef bir bir kaybettim. Kör japonumda öldü. Tekrar ilgilendim 1 sene daha kayıp vermedim. Ama işlerim yüzünden tekrar hazır yemlerle beslenen balıklarda maalesef çoğu kabızlıktan bazısınında taş yuttuğunu düşündüğüm sebeplerden (otopside çıktı) bu güne 5 tane kaldı biride 2 senedir belden aşağı felçli.Kuyruğu yan yatmış hareketi yok. Yaşatıyorum ağzına ağzına yem attıkça yiyor bir şeyler. Şimdikilerin boyları büyük avucuma sığmıyor. Ama kayıplar maalesef çok üzücü. Anladım ki doğal yiyecekler daha iyi.



         Mesela karnı şişen bir japonum dalamaz olup ters döndüğünde yapacak bir şey yok ama dur bir deneme yapayım deyip,onu elime alıp, suyun içinde iki avucumun içinde karnını hafif hafif 10 dakika ovalayıp bıraktıktan sonra, takribi  1 saat sonra düzeldiğini görmek şaşkına çevirmiştir beni. Hava kesesi şişen balığı iğneyle kesesine bir delik açıp havasını çıkartmam gerekirken bu deneme şansıma iyi netice verdi. Ancak o balık yine 3 ay sonra, iki gün içinde öldü. Oysa hastalanan tahminen tüberkiloz olmuş olan bir balığım hiç yemeden tam 1,5 ay bir leğenin içinde sadece hava vererek yaşamıştı. Ancak onuda kurtaramadım.

         Bir diğer anımıda ilk balık beslediğimde, Lepistes, Kılıçkuyruk, Köpekbalığı ve çöp balıklarından karma bir akvaryumda hastalanan balıklara yaptığım tedavi şekliydi. Bizlerin kullandığı antibiyotik kapsülünden 3 tanesini kırarak tozunu akvaryuma serptim. Bol havayla 3 gün su köpüre köpüre bekledim. Suyu değiştirdiğimde birkaç balık dışında diğerleri uzun bir süre yaşadılar. Hiç hasta olmadılar. Ancak bir kış günü elektrikler kesilinceye kadar. Isıtıcının sönmesi ve tamda karlı bir kış günü o zamanlar tek sobalı evde, sobasız odada öldüler. Hep olumsuzlukları yazdım. Ama gerçekten iyi zamanlarında beni sanki bir terapi seansı gibi stresli günlerimde iyi geldiler. Bazen geceleri onları çok az let ışığında izlemek çok keyif vericiydi.

       Şimdiki balıklar çok şanslı. İş yerimde her gün artemia çıkarıp çıkarıp veriyorum. Küçük bir düzenekle canlı yem her derde deva. Lepisteslerim var yetişkinlerle yeni doğmuş yavrular hep birlikteler. Artemiaya alışkın yetişkinler yavruları pek yemiyor. Zaten yavrularda kısa bir zamanda büyüdükleri için önlerinden kaçabiliyorlar. Herkese tavsiyem. Kuru yemden daha ucuza geliyor. Zira ölmeyen balıkların üremesi ve yavru yapması halinde kuru yemden daha ucuza artemia ile beslemek geliyor.

YusufDaltaban

 

 

 

 

 

 

 

 

 

.

  
        
          
Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.